Ülkemizde her yıl ortalama olarak 7.000 insanımızın kaza yerinde, ayrıca ağır yaralamanlar sonucunda tedavi gören insanlarımızın hastanede vefat etmesi sayıları eklendiğinde, trafik kazasından dolayı her yıl 10.000’i aşkın insanımız vefat etmektedir. Özellikle günümüz şartlarına bakıldığında artarak devam eden yeni sürücülerin trafiğe katılmaları, tecrübesiz sürücüler, dikkatsiz sürücüler de göz önüne alındığından her yıl vefat edecek insanlarımızın sayısında artış olması kaçınılmaz haldedir. Bu sebeple hem bedensel ve maddi zarara uğrayan kişilerin, hem de vefat halinde destekten yoksun kalan aile bireylerinin zararlarının karşılanması amacıyla trafik sigortası yaptırmaktayız.
Yukarıda bahsettiğimiz kaza sayısının artışı ve zararların tazmini amacıyla sonuca çabuk bir şekilde ulaşılması için ülkemizde,Trafik Sigortası araçlarımız için zorunlu hale getirilmiştir.Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (Trafik Sigortası) olmayan araçlar muayene edilemez ve trafiğe çıkamaz. Tespit edildiği anda trafikten men edilir.
Bu yazımızda trafik sigortasından kaynaklı zarara uğrayan kişilerin ne gibi haklara sahip olduğundan bahsedeceğiz.
TRAFİK KAZASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI KİMLER AÇABİLİR
Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasını kusurlu olan karşı araç sürücüsüne karşı TBK m.49, m.53, m.54’e göre haksız fiilden kaynaklı tazminat davası açılabilir. Açılacak olan tazminat davasında mahkeme, her iki tarafın kusurunu TBK. M.51’e göre tespit eder ve kusurlu olan tarafın sorumlu olduğu zarar miktarına hükmeder. Ayrıca bir hususu daha belirtmek isterim ki, trafik kazası sonucu vefat olması halinde bu davayı vefat edenin ailesi, akrabası, nişanlısı hatta destekten yoksun kaldığını ispatlayan herkes – mesela mutevaffanın arkadaşı – karşı sürücüye karşı dava açabilir. Bu durumda yukarıda zikredilen ilgili maddelere göre tazminat ve kusur tespiti yapılarak destekten yoksun kalan bireyler lehine tazminatın ödenmesine hükmedilir.
Fakat uygulamada oluşan zararlar ve sonucunda açılan davalarda tazminat miktarlarının yüksek olduğu görülmektedir. Bu sebeple trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarını karşı sürücüye karşı değil, sigorta şirketine açılmasında çok büyük faydalar vardır.
TRAFİK KAZASI SONUCU KİMLERE KARŞI DAVA AÇILABİLİR
Kusuru olmayan veya az kusurlu olan araç sürücüsü, trafik kazası sonrası oluşan zararların tazmini amacıyla seçimlik hakları bulunmaktadır. Zarara uğrayan araç sürücüsü ilk olarak karşı aracı kullanan sürücüye karşı dava yoluna başvurabilir. İkinci olarak aracın sahibine başvurabilir. Uygulamada bazı zamanlar aracın sahibiyle kazaya sebebiyet veren sürücünün farklı kimseler olduğu görülmektedir. Bu durumla alakalı hak kayıplarının olmaması için kanun her iki kişiyi de zarardan müteselsilensorumlu tutmuştur. Bir diğer sorumlu ise aracı işletendir. Uygulamada karşılaştığımız bir başka durumda budur. Şirketlere ait olan araçların karıştığı trafik kazalarında, araç işleteni olarak şirkette sorumlu tutulmuştur. Bir diğer sorumlu da kusurlu olan tarafın sigorta şirketidir. Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında sigorta şirketine başvurularak zararların tazmini istenebilir.
Yukarıda bahsedilen kişilerin tamamı oluşan zarardan müteselsilen sorumludur. Kusurlu olmayan veya kusuru az olan sürücü istediği tarafa veya hepsine aynı anda başvurabilir.
Fakat tarafımızca tavsiye edilen hukuki yol olarak;
Karayolları Trafik Kanunu 97. Madde
“Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.’’ kanun hükmü doğrultusunda sigorta şirketine başvurulmasıdır. Çünkü herhangi bir ölüm veya bedensel zararlarda tazminat miktarları yüksek olup, kusurlu olan tarafın bu zararı karşılaması çok güç, çoğu zaman ise imkansızdır. Buda zararın tahsili ihtimalini düşürmekte ve çoğu zaman zararların karşılanma durumu oluşmamaktadır. Fakat sigorta şirketleri güçlü mali yapısı ve oluşan zararların tazmini amacıyla kurulmuş olmaları hasebiyle hızlı bir şekilde zararları bertaraf etmektedirler. Bu sebeple zarar halinde sigorta şirketine başvurmakta çok faydalar bulunmaktadır.
TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVALARINDA DAVA AÇMA SÜRESİ VE ZAMAN AŞIMI
Trafik kazalarından kaynaklı tazminat davaları haksız fiilden kaynaklı zaman aşımı sürelerine tabii olup T.B.K. m.72’ye göre zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zaman aşımı uygulanır.
Görüldüğü üzere kanun nisbi zaman aşımı süresi olarak zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği andan itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi, kesin olarak ise kazanın meydana geldiği andan itibaren 10 yıllık zaman aşımına tabii olduğu düzenlenmiştir.
Ayrıca söz konusu haksız fiil hakkında ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüyse bu sürenin dikkate alınacağı düzenlenmiştir. Fakat bu sürenin dikkate alınabilmesi için Yargıtay İçtihatlarında incelendiği üzere suç oluşturan fiil hakkında kamu davasının açılmış olması şartı aranmaktadır. Bu noktayı unutmamak gerekir.
Trafik kazalarından kaynaklı bir diğer zamanaşımı düzenlemesi ise Karayolları Trafik Kanunu m. 109’da düzenlenmiştir. Kanuna göre motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Görüldüğü üzere Türk Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu zaman aşımına ilişkin düzenlemelerin aynı doğrultuda paralellik oluşturduğu açıktır.
KAZAYA SEBEBİYET VEREN KUSURLU ARAÇTAKİ YOLCULAR DAVA AÇABİLİRLER Mİ?
Kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren araçtaki yolcular çoğu zaman sürücünün akrabası veya tanıdığı olmasından dolayı sürücüye karşı dava açmamaktadırlar. Bu sebepten herhangi bir hukuki yola başvurulmadan zararın üstünü örtmektedirler. Fakat bir husus unutulmaktadır. Aracın sigortasına karşı niçin başvurulmamaktadır?
Trafik sigortası üçüncü kişilere karşı verilen zararları karşılamak amacıyla yaptırılmaktadır. Araç içerisinde ki yolcularda üçüncü kişi hükmündedirler. Bu sebeple yolcu olan ve bedensel zarara uğrayan kişilerin kusurlu aracın sigorta şirketine başvurarak zararlarının tazminini isteyebilirler. Ayrıca bu zarar tazmininden dolayı sürücüye karşı sigorta şirketi rücu yapamayacaktır.
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT KAPSAMI VE MİKTARI NASIL BELİRLENİR?
Trafik kazası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmişse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından,destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin, ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
Yaralanma meydana geldiyse; meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamadığından yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir. Trafik kazası tazminatı, manevi tazminat olarak talep edilebilmektedir.
Sakatlık oluştuysa; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını istenebilecektir.
Tazminatın hesaplanmasında davacının ekonomik durumu ve uğramış olduğu zararların tam olarak tespiti çok önemlidir. Bu hesaplama sırasında hasarlar delilleriyle tam olarak ispat edilemez ise askeri ücret üzerinden zararın hesaplanması ve daha düşük tazminat miktarları söz konusu olacaktır. Özellikle manevi tazminat soyut bir kavram olduğundan kazazedenin uğramış olduğu zararların net ve çok iyi bir şekilde, delilleriyle birlikte tarafından ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta sigorta avukatı desteği almanın önemi özellikle tazminatın miktarının doğru ve tatmin edici olması yönünden önemlidir.